11 Ağustos 2007

ERDOĞAN GÖNÜL ANISINA


Yıllarca insanların bir iş yerinde 10 , 15 yıl geçirmesi imkansız olarak görüyordum. O yıllarda Genel Kurul Toplantılarına bütün holding yöneticileri tam kadroyla katılırlardı. Başta Onursal Başkanımız , Manevi babamız , patronumuz eşsiz insan rahmetli Sayın Vehbi Koçu , enerji deposu , acil pratik çözüm ustası , strateji uzmanı rahmetli Sayın Bernar Nahumu, canımızdan çok sevdiğimiz işimizin kurucusu Sayın Can Kıraçı, traktör işine büyük emek veren Sayın İnan Kıraçı ve Koç ailesinin fertlerini aramızda görmekten büyük heyecan ve gurur duyardık. Ziyarete geldiklerinde bütün personelin elini tek tek sıkarak hal hatır sorar ve toplantıya katılırlardı. Toplantı sonrası verilen kokteylde , yemeklerde bir araya gelinir ve her konuda sohbet edilir , onların görüşlerinden verdikleri mesajlardan faydalanmaya çalışırdık. Kokteyl sonrası yapılan küçük bir söylevlerle hedefler , ilkeler ve teşekkürler iletilerek gurupta 10-20-25-30-35 yılını dolduran personele üst yönetim tarafından berat ve hediyeleri verilirdi. Bu tip toplantılar çalışanlarda büyük motivasyon yaratırdı. Yeni girenler bu yılların nasıl geçtiğini anlamaya çalışırken , eskiler ise zamanın nasıl geçtiğini anlayamadıklarını söylerdi. Yaşayıp bende görecektim. Bende 10 yıllık beratımı rahmetli Sayın Vehbi Koçun imzasıyla şimdiki Onursal Başkanımız Sayın Rahmi Koçun elinden aldım. Yaradan daha sonraki yıllarda 20 , 25 , 30 yıl beratlarımıda almayı nasip etti. Ayni abla ve abilerimin dediği gibi nasıl geçtiğini ben de anlamadım. Seviyorsanız , bağlıysanız , inanıyorsanız , bu gurubun havasını teneffüs etmişseniz bu kanınıza bulaşmış demektir. Kafanızdan atamazsınız , sizi yer bitirir. Dışarıda da ayni düzeni , ayni anlayışı , ayni kafayı ve eylemi ararsınız. Ben denedim , bulamadım , çarpıldım ve hüsrana uğradım.Yine bir genel kurul günü bir bayimizi yolcu etmek üzere asansörlerin önüne çıktım. Bayimizi geçirdikten sonra bir arkadaşımla ayak üstü sohbet yaparken asansörün kapısı açıldı ve çok sevdiğim bir bayimiz geldi. Onu görmenin verdiği sevinçle oldukça yüksek bir sesle “ aman efendim aman gözlerimiz kimleri görüyor “ derken diğer asansörden rahmetli Erdoğan Gönül ve iki misafiri ile birlikte her zamanki gibi yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle çıktı. Kime önce selam vereceğimi şaşırarak bir anlık tereddütten sonra rahmetli Erdoğan Gönül hoş geldiniz Erdoğanbey deyip elini sıktım oda misafirlerine dönerek “ işte dostlar dedi , İzmirlilerin , özellikle bu traktörcülerin bu karşılama huylarına bayılırım. Ne kadar içten ve alışılmışın dışındadır bu beyler “ diye hatırımı sorarak içeriye girdi. Bir ara dışarıya çıkarken odamın camından bakarak bundan sonra her gelişimde böyle isterim haberin olsun dedi. Akşam verilen resepsiyonda rahmetli eşi Sayın Sevgi Gönül hanımefendiyede anlatarak beraber gülüştük. Bir ara Genel Müdürümüzde sohbete katıldı. Sabahattin sen bu beyleri nereden buluyorsun yahu dedi. Fazla varsa bunlar gibisi varsa banada yollarmısın dedi. Sabahattin beyde bende bunları böyle buldum Erdoğan Bey dedi Anadolu insanının yansımasıdır onlar , sevgiyle yoğrulmuştur onlar dedi. Sevgi Hanım Anadolu insanının sevgisinden bahsederek Anadolu insanı banada çok şey öğretti dedi , Bu güzel insanları rahmetle yad ediyorum. Nur içinde yatsınlar. Bizler en üst yöneticilerle her zaman çok rahat konuşurduk. Çünki onların geliş ve gidişlerinde her zaman bir telaş yaşanmazdı,hiç bir zaman normal yaşantımızdan kesinlikle ayrılmazdık. Müzik yayınımız devam eder , işlerimiz ,ilişkilerimiz her zamanki gibi sevgi , saygı içersinde devam ederdi.Bizim hocalarımız her zaman natürel olmamızı isterlerdi. İdareciden önce insandılar.

Hiç yorum yok: