16 Ağustos 2007
DEVLET İMALATÇI OLUYORDU
1977 yılında son derece modern düzenlenmiş ve döşenmiş İzmir Gazi Bulvarı köşesindeki EGEHAN ‘ a taşındık. Yerler duvardan duvara halılarla kaplanmış , son derece ergonomik büro masaları , özel aydınlatma sistemleri , özel çalışma separatörleri , merkezi ıstma ve soğutma sistemi şimdiye kadar hayal etmediğimiz çalışma ortamını kavuşmuştuk. Çünki uzun zaman 45 m2 lik bir salonda 14 kişi çalışmanın tadını çok iyi biliyorduk. Herkes masalarında küçük radyoları kısık sesle dinliyordu. Bir sabah geldiğimde sabah kahvesini içmekte olan Genel Müdürümüz Sayın Nazmi Haydar Aydın kata bir müzik sisteminin kurulup kurulamayacağını sordu ve konuda gerekli araştırmaları yapmamı istedi.Kendisine müzik sistemlerinin Avrupada çalışan Türk işçilerinin getirdiğini alsak bile fatura almamızın imkansız olduğunu ve fiyatları hakkında bilgiyi verdim. O devirde plak reveçtaydı. Sayın Aydının oluruyla ilerideki gelişmelerde dikkate alınarak en az 2 kata hizmet verecek bir sistemi alarak şirket içi yayına başladık. Fakat müzik tercihleri çok farklı olduğu için sorunlar çıkmaya başladı. O devirde de bugünki gibi yüzlerce radyo yok. TRT FM 88.00 kanalından yayın yapan mono bir radyo. Kısa bir süre sonra TRT FM 88.00 mono yayından streo yayına geçmesi bizim için en büyük gelişme oldu. O da günün belirli saatlerinde yapılıyordu. Her ay 10 plak alarak arşivimiz zenginleşiyor ama genel anlamda tek bir tür yayına geçemiyorduk. Sonunda karar alınarak tek tip yayına geçerek olaylara son verdik.Hoparlörlerden ses gelmediği zaman hemen ikaz ediliyordum.
1978 de hükümet traktör fabrikalarını devletleştirme kararı aldı. Zaten uzun zamandan beri dedikodunun artık gerçekleşecek olması hepimizi çok üzmüş hemde gelecek korkusuna kapılmıştık. Herkes kendine göre hesap yapıyor alacağı tazminata göre neler yapıp neler yapamayacağını hesaplamaya çalışıyordu. Hepimiz konudan haberdar olmak üzere şirketi çok geç saatlerde terk ediyorduk. Şirketin üstüne ölü toprağı örtülmüştü. Kimsenin sesi çıkmıyordu. Bir akşam telexten hükümetçe çıkarılan kararname gelmeye başladı. Telexsin her tuş vuruşu beynimizde patlıyordu. Artık şirkette sinek uçsa değil yere konarken ayağı kaysa duyulacak bir sessizlik kaplamıştı.Hepimiz Sayın Aydının sesiyle irkildik. Sayın Aydın salonun ortasına gelerek herkesin toplanmasını istedi.Sehpa kurulmuş , ilmik boynumuza geçmiş artık sandalyeye vurma zamanı gelmişti.Artık demek ki Koç Gurubunun bile yapabileceği bir şey kalmamıştı. Herkes üzüntüyle birbirine bakarken gözler yaşlarımızı göstermemek için halıya bakıyorduk. Sayın Aydın bu durumun bu şirkete hiç yakışmadığını bizlerin satıcı olduğunu belki traktörü elimizden alacaklar ama ekmeğimizi değil dedi.Biz ekmeğimizi başka işlerden de çıkartırız biz birbirine inanmış insanlar topluluğuyuz gerekirse pamuk satarız , gerekirse limon satarız ama namusumuzla gücümüzle ekmek paramızı çıkarırız biz önce Koç Gurubu sonra Trakmak personeliyiz. Sizden ricam işlerimizi sonuna kadar yapacağız size yapacak işi bulmak her zaman bizim görevimizdir. Haldan şu Muazzez Abacının son plağını çal , Ekspres Restorandanda yer ayırt hep beraber akşam yemeği yiyeceğiz dedi. Ertesi sabah şirkete herkes her zaman ki gibi büyük heyecan ve şevkle işine sarıldı. Devlette hükümette bu işin içinden çıkamayacağını anlayarak kararnameyi yürürlükten kaldırdı. Traktör sanayii bu tehlikeleride atlattı. Bugün dünyaya traktör ihraç eden bir ülke haline geldik. Bugünleride gördük ama pes etmedik.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder