10 Eylül 2007

YÜCE SESİN ARDINDAN


Ülkemizde çalışmış , kimi yorumculara gore beğenilmeyip geri gönderilmiş , kimine görede kendisini tebrik etmek isteyen 1960 ihtilalilin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsele ben sanatçıyım diktatörün ayağına gitmem diyebilen müzik dünyasının deviydi Pavarotti. (1960-1962 Türkiyede misafir tenor olarak çalışmıştır. )
Pavarottinin bu dünyaya yapmış olduğu en önemli görev klasik müzik içeriliğini rock müzik içeriliği ile karma etmesidir. Klasik müziğin tarzından asla taviz vermemiş , rock müziğinide klasik müzik ciddiyetine indirgemiş olmasıdır.
Şöhretinin , emeğinin getirdiği her nemadan faydanmıştır ve en doğal hakkıdır. Çünki tanrının çok az kuluna nasip ettiği yeteneğini insanlara en güzel şekilde büyük bir disiplin ve efendilik içersinde sunmuştur. Kısacası tanrı yeteneğini toplumla , insanca düşünce içersinde paylaşmış olmasıdır. Sanat hayatında bir kere yarım ses atladığı için eleştirilere maruz kalmış ve bir daha olursa bu işi bırakırım diyecek kadarda iddialı olmuş bir sanatçıydı.
Pavarotti yanlız sesiyle değil insanlığıylada önder olmuş bir şahsiyetti. Savaş Çocukları ( War Childs – Bosna Savaşı ) için Pavarotti and Friends konserleri düzenlemiştir. Pavarottinin önderliğinde Eric Clapton , Suzanne Vega & Zuccherro , Lisa Minelli , Marc Anthony , Elton John , Aeron Neville , Bob Gerdorf , Neville Brothers , Sting , Andrea Bocelli , Bryan Adams ,Giorgia , Michael Kamen , Jose Carreras , Placido Domingo , Qeene , James Brown ve Zubin Mehta gibi bir çok müzik devi bu konserlere gönüllü olarak katılmışlardır. İlk defa olarak bir rock parçası olan Hard Break İngilizce olarak Elton John tarafından rock versiyonunda ve İtalyanca olarak ta klasik versiyonunda Pavarotti tarafından duet olarak canlı seslendirilmiştir. (Flarmoni Orkestrası eşliğinde icra edilen bu final parçasında piyanoda Elton John , gitarda Eric Clipton ve vokellerde de diğer sanatçılar eşlik etmişlerdir. )Ve bu konserde 3 defa bis yapmıştır ki sahne hayatında bir kereden fazla asla bis yapmamıştır. Pavarottinin en büyük özelliklerinden biride rock ve pop devlerine klasik aryaları söyletmesidir.Bryne Adams konserden sonra tenor olmadığıma şükrediyorum demiştir. Yaklaşık yüzbinin üzerinde kişinin izlediği bu konselerin tüm gelirin ve yaşamı boyunca doldurduğu yüzlerce CD sinden , 16 CD nin tüm telif ve yayın haklarını Unicef ‘ e bedelsiz olarak hibe etmiştir. Buna beşyüzbin kişilik New York konserini , ikiyüzellibin kişilik Londra konserlerini ilave edebiliriz.(Bu konserlerin seyirci sayısının fazla olması tüm şehirde konserlere giremeyenler için konserleri dev TV ekranlarından naklen dinleyenler dahil edilmiştir. )
Pavarotti tüm dünya seslerinide bir araya getirmiştir. Onlarla beraber elele dünyada barış ve sevgi felsefesiyle seslenmiştir.Jose Carreras , Placido Domingo onunla birlikte olmaktan büyük zevk almışlar , eğlenmekten konseri unuturduk demişlerdir. Ünlü şef Zubin Mehta sopamı bırakarak bir kere dahi zevk ve keyfle dinleyemedim diyecek kadarda ileri gitmiştir.
Ülkesi İtalya onun bu tanrı vergisi yeteneğini , kişiliğini her zaman gururla kullanmış ve kullanmaktanda gurur duymuştur. İtalyan Hükümeti ‘’ Pavarotti , İtalya adına dünyaya barış , ve sanat elçisi olarak görevini yaptığını ve ülkesini onulandırdığını hatırlatarak , şimdi onu onurlandırmak bizim görevimizdir ‘’ diyerek ona olan saygısını İtalyan halkıyla beraber son yolculuğuna uğurlarken alkışlarla ona olan sevgisini göstermiştir.
Pavarotti , çocukken savaş yaşadım , komada kaldım. Hayatın gerçeklerini biliyorum diyerek , hayatın barış , hayatın hayat ve her türlüsünün muhteşem olduğunu bilen bir yetenekti. Pavarotti büyük bir insan , müthiş bir ses ve barış adamı olarak tarihe geçti.
Sesi ve eserleri dünya çocuklarımıza hayat , dinleyenlere büyük keyf verecektir dünya döndükçe. Her zaman seni elinde bej mendilin , ter içindeki güler yüzün , sesinin ve bedeninin muhteşemliğiyle anacağız Pavarotti.

Çocuklar , insanlık , barış ve müzik adına sana minettarız Pavarotti.

Nur içinde yat.

Hiç yorum yok: