6 Eylül 2007
ECEVİTTEN BİR ANI
1980 devriminden ????? den sonra tüm siyasi parti başkanları Hamzaköyde toplanmıştı. Daha sonra serbest bırakıldılar ve tüm siyasi hakları elinden alınmıştı. O zamanlar Menderese bağlı Yonca Köy sitesinde ailemin bir yazlığı vardı. İzmirin sevilen kişilerinin kurduğu bir kooperatiftir Yoncaköye ulaşım ana yoldan yaklaşık 25 km vadilerin arasından geçen toz toprak dolu bir patikayı andıran bir yoldan gidilirdi. Köyün ana ihtiyaçlarını karşılayan birde bakkalı vardı. Fakat acil ihtiyaçlarınızı akşamdan bakkala bildirmeniz gerekirdi. Gazete , ekmek , tüp vs ihtiyaçlar ancak 10 na doğru gelirdi.
Tarihini tam olarak hatırlayamıyorum ama Ecevitin köyde olduğu haberi yayıldı. Ailemizin yakın dostu , İzmirimizin en tanınmış ayakkabıcılarından olan Muhsin Bilgehan ve eşi Tangül hanımda Ecevit ailesinin çok yakın dostlarıydı. Kemeraltına her gittiğimde mutlaka uğrar halini hatırını sorar , en yakın çalışanı olan Kahraman abiyi kızdırmaktanda büyük keyf alırdım. Yine bir uğradığımda bana Sayın Ecevitin kendisine hediye ettiği saati büyük bir gururla göstermişti. Digital saatlerin çok yeni çıktığı ve elektronik konusunda bilgisiz ve aç olan ben saati dakikalarca incelemiştim. Saatin içinde yanar söner bir Ecevit resmi vardı. Belki bugünün teknolojisinde sıradan hatta unutulmuş bir olay olsada o günler için son derece büyük anlamı vardı. Muhsin – Tangül Bilgehanın köydeki evleride bizim evden 5 ev ilerideydi. Giriş ve çıkışları bir yerden olan köyde herkes birbirini tanırdı. Bir sabah Muhsin Bilgehanla bakkalın önünde karşılaştık. Son derece hoş sohbet ve tam bir beyefendi olan Muhsin Beyle sohbet ettikten sonra alış verişimizi yaptık. Sonra kendisini arzu ederse eve bırakabileceğimi söyledim. Çok memnun olurum dedi. Beraber eve giderken Ecevit ve eşinin misafir olarak kendilerinde kaldığını söyledi. Bende bir şeylere ihtiyacınız olursa bana gerekenleri yaparım , sizin buralara kadar gidip gelmenize gerek yok dedim. Evin önünde indirdim.
Bir iki gün sonra yine bakkalın önünde oğlum Arda ( 4 yaşındaydı ) ve köy sakinleri ile beraber erzak arabasını beklerken arkamda Sayın Ecevitinde arkamda kuyruğa girdiğini gördüm. Son derece sevecen fakat yaşadıklarından dolayı bir durgunluğu vardı. Herkes sırasını zevkle vermek için ne kadar ısrar ettiysede bütün ısrarları kendi uslubu içersindeki kibarlıkla geri çevirdi , bizlerle beraber sırasını bekledi. Bir ara Ardaya dönerek ismini ve yaşını sordu ve ellerimizi sıktı. Bana da Arda nın ne demek olduğunu anlattı. Arda bir akarsu adı olduğunu ama bir anlamınında Yeniçerilerin zam istedikleri zaman Tophane meydanına sapladıkları kazığa verilen isim olduğunu anlattı. Sıralarımız gelince alış verişlerimiz yaparak beraber ayrıldık. Eğer arzu ederlerse kendilerini eve bırakabileceğimi söyledim. Yürümek istediğini çok teşekkür ederek belirtti ve Ardanın saçını okşuyarak ayrıldı. Ecevitlerin köydeki ikametleri sırasında korumalarla ilgili sorunlar yaşandı. Aslında bunlara koruma denir mi denmez mi bilemem ama bunlar pek korumaya benzemiyordu. Ellerinde otomatik silahlarla bir gösteri içersindeydiler. Telsizler sonuna kadar açık kısacası yapılan işin bir abartısıydı. İnsanlar rahatsız olmaya başlamıştı. Sokakta mayolarıyla gezmeye alışmış köy sakinleri bu durumdan sıkılıyorlardı. Köy sakinleri Ecevitlerin köyde konaklamalarından son derece memnundu. Ama korumaların pervasız tavırları ve davranışları köy halkını kızdırmıştı.
Durum köy yetkililerince köyün sakinlerinden eski Dışİşleri Bakanı Vahit Halefoğluna iletmişler. Bir kaç gün sonra köyde tabii bize gore tek bir koruma kalmadı. Ecevitlerde kısa bir sure sonra sessiz sedasız köyden ayrıldılar. Çok kısada olsa böyle bir insanla tanışmak onun sesini duymak , eline dokunmak insana hoş geliyor. Üniversite sıralarında beraber çay içip konuştuğum Ecevitle bir daha karşılaşmak beni çok sevindirmişti. Onun deyimiyle sızlanmayalım , taşın altına elimizi koyalım zaman geçmeden , Cumhurbaşkanı Sezerin dediği gibide LAİKLİK ve DEMOKRASİ için adam olalım insanca ve toplumca.
Sağlık ve sevgiyle kalın.
Haldan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder