6 Eylül 2007

KADINLARIMIZ


Yaradanın düşünen olarak yarattığı varlıklardan en değerlisi. Hemde en ince hassasiyetine kadar düşünerek yarattığı canlı.
Her yıl 8 Martta Kadınlar Günü Erkek Cemeati tarafından ayıp olmasın diye evrensel hale getirilerek senede bir gün anılması imkanı sağlanmıştır. Ama kadın insanlığın var olduğu dönemden bu yana varlığını en güç şartlar altında sürdürmüş ama sürdürdüğü hayat hep sorun ve tartışma yaratmıştır.
Asırlar boyu kadın hep ikinci sınıf işlemi görmüştür. Evin işlerinden , çocukların doğurulmasından , yetiştirilmesinden sorumlu tutulmuş günümüz deyimiyle ucuz , verimli , şefkatli , cefakar , sevgi ve hoşgörü dolu bir hizmetli olarak görülmüştür. Aslında bütün bunların altında erkeğin vücut , ekonomik ve bencillik duygusu yatmaktadır. Her ne kadar ileri toplumlarda kadın hakları gelişmiş olduğu iddia edilsede kadın her konuda tam bir birey olamamıştır. Her ortamda ortaya çıkan erkek otoritesi her güce baş vurarak bu eşitliği ortadan kaldırmak için gerekli çabayı göstermiş ve göstermektedir. Hatta kız evlatların evlattan sayılmadığı , istediklerini yapamadıkları , eşya gibi alınıp satıldıkları , mirastan mahrum bırakıldıkları durumları bugünün ortamında bile yaşamaktayız. Her konunun eğitimden geçtiğini iddia eden bugünki mantık dahi kadına gerekli eğitimi vermemekte sosyal mantalite eşliğinde çeşitli engeller çıkarmaktadır.
Adına ne dersek diyelim töre , annane , gelenek her zaman erkek için var olmuştur. Bu gün kadın her alanda kendini göstermeye başlamıştır ama dünya nufusu oranlarına göre çok düşüktük. Çünki bizler ancak kendi yaşadığımız çevreyi bilen insanlarız. Afganistandaki , Ugandadaki , Afrikanın ücra köşelerinde yaşayan kadınların durumları hakkında asla bir bilgimiz yoktur ve olamazda. Dünyanın küreselleştiği bu dönemde hala kadının esaslı bir yer alamaması insanlığın bir türevi olan erkeğin ayıbı olarak kalacaktır.Savaşımızda askerimizin , ordumuzun kahramanlığı asla inkar edilemez ve bu günleri onlara borçluyuz diyerek Erkekliğe pay çıkarırız. Ama o kahramanların techizatını , mermisini , bombasını taşıyan onun çarığını , giysini diken , evlerini terk eden , evlatlarını sırtlarına bağlıyarak kar , yağmur , güneş altında taşıyarak vatanı için hizmet eden binlerce kadınımızı eh işte diyerek unutmayıda erkekliğin ayıbı olduğu düşünürüm. Savaş süresince büyük yaralılıklar göstermiş Anadolu Amazonu Nene Hatunu bile günümüzde bazı çevrelerce hala değişik yorumlanması çok düşündürücü ve utanç vericidir. Şehirlerimizde , beldelerimizde Kadın ismi verilmiş kaç cadde , kaç sokak sayabilirsiniz. ? İnanın parmaklarınız kadar bile çıkmaz. Erkek ismi gücün kuvvetin simgesiyse Kadın adıda adanmışlığın ve sevginin simgesi olmalıdır. Kadın adına verilen her bir isim medeniyetin ve çağdaşlığın bir simgesi olacaktır. Kadın isimleri yanlız gemilere verilir bu dünyada. Çünki gemici inançlarına göre kadın ismi olmayan geminin lanetli olduğu düşünmelerindedir. Hafızalarınızı zorlayın .... Kızaktan gemilerin denize indirilişinde ipe bağlı şampanya şişesinin güzel bir kadın tarafından geminin burnuna çarptırılarak patlatılmasını. Queen Mary , Queen Elizabeth , Christina , Nazenin v.s.
Gerek sanat , gerek bilim , gerek ebediyat daha sayamayacağımız konularda imzasını atan kadın her zaman baskı altında kalmış ve kalmaktadır. Erkek ise ele geçirdiği kozları en acımasız şekilde kullanma eğilimdedir. Röntgeni bulan Bayan Curıe ye sormuşlar. Hayattta bir kadın olarak en çok neyi keyfle yapmak isterdiniz diye. Çalışmalarım esnasında gönül rahatlığı ile içersinde pipomu keyfle tüttürmek isterdim demiş. Düşünün ki bu ilim kadını bile en yasal insanlık ihtiyacını anane ve toplum baskısı yüzünden yapamamıştır ve içinde bir uhte olarak hayata veda etmiştir. Erkeklerin eğitimi tabiki çok önemlidir. Ama bana göre kadına verilecek olan eğitim erkeğe verilecek eğitimden çok daha önemli olacaktır. Erkekler kendini kişisel olarak eğitirken kadın aldığı eğitimi ailesine , evlatlarına kısacası daha geniş bir topluma yansıtacaktır. Erkekler hiç bir zaman üzerlerine toz kozdurmazlar. Özellikle her konuda olduğu gibi kadın konusunda asarlar , keserler , atıp tutarlar. Ama tarihe ve zamanımıza baktığımız zaman durumun hiçte böyle olmadığı görülür. Ruş Çarının Katarinaya , Napolyonun Joshephine , Mecnunun Leylaya , Ecevitin Rahşana , Kral Edvardın Laydy sine , Sezarın Kleopatraya , anadolunun köyündeki Memet amcanın haticesine daha milyonlarcasını örnek verebiliriz kadının erkek üzerindeki etkisine ve sevgisine.Ama ne yazık ki sevgi sözcükleri her zaman toplumumuzda bir ayıp olarak görülmüştür. İnsanın en büyük gıdası olan sevgi cinsler arasında saklanmıştır , ayıp olarak kabul edilmiştir. Erkeğin kadına seni seviyorum demesi aşkı ortaya çıkarırken , kadının bir erkeğe seni seviyorum demesi ise kadının ölüm fermanı yaratmıştır.
Her ne olursa olsun Kadın her zaman bu dünyanın vaz geçilmez en nadide varlıklarıdır. Erkek egemenliğine rağmen tabuları yıkmaktan bıkmadan usanmadan çalışmalı erkeklerden çok daha güçlü , akıllı oldukarını göstermelidirler.
Ey Kadınlar , susmayın , en değerli varlık sizlersiniz. Erkekler birde utanmadan sözüm ona ata sözü yaratmışlar
‘’HER BAŞARILI ERKEĞİN ARKASINDA HER ZAMAN BAŞARILI BİR KADIN VARDIR.’’
Bu aldatmacaya kanmayın , her yerde , her konuda hiç bir zaman arkada değil her zaman önümüzde olmanız gurur verir.
Senede bir gün değil her varolduğunuz gün size kutlu olsun.

Sağlık ve sevgiyle kalın.

Haldan Levent

Hiç yorum yok: